Mardin'de Temaslarını Sürdüren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Akşam Saatlerinde Mardin'de Eğitime Katkı Sunanlara Plaket Verdi
Mardin'de temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, akşam saatlerinde Mardin'de eğitime katkı sunanlara plaket verdi. Mardin Yay Grand Otel'de yapılan törende, Cumhurbaşkanı Gül, aralarında sanatçı Gülben Ergen'in de bulunduğu 25 kişiyi, eğitime yaptıkları katkılardan dolayı plaketle ödüllendirdi.
Gündüz yaptığı açılış, temel atma ve tarihi mekanları ziyaretinden sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Grand Yay Otelinde verilen akşam yemeğine eşi Hayrunisa Gül ile birlikte katıldı.
Menüsünde Mardin'e özgü yerel yemekler olan Lebeni Çorbası, haşlanmış içli köfte, Kaburga Dolması, marul salatası, ev yapımı baklava ve mevsim meyvelerinin içinde bulunduğu akşam yemeğini yedikten sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, MardinÆde okul ve sağlık ocağı yaptıran hayırsever işadamlarına plaket verdi.
Aralarında ünlü sanatçı Gülben Ergen, Mardin eski milletvekilleri Süleyman Bölünmez ve Mustafa Kasım Tuğmaner, Kabala belediye başkanı Şakir Nuhoğlu'nun içinde bulunduğu 17 işadamına plaket vererek tek tek ilgilenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eğitime yapılan yatırımda daha önce birkaç ildeki yatırımcılarının birbiri ile yarıştığını bu yarışın Mardin gibi illere yansımış olmasının kendisini son derece sevindirdiğini söyledi.
Plaket töreninden sonra bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul'da ve Kayseri'de olan problemlerin Diyarbakır'da ve Mardin'de olduğuna dikkat çekerek, "Bu problemleri yine konuşarak diyalog kurarak tartışarak bu sorunlarında üstesinden geleceğiz" dedi.
"HEPİMİZ BU ÜLKENİN EN ŞEREFLİ VATANDAŞLARIYIZ"
Konuşmasında güvenliğe ve istikrara dikkat çeken Gül konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Güvenliğe çok önem veriyoruz. Güvenlik söz konusu olduğunda hemen arkasında istikrar geliyor. İstikrar olunca güven doğuyor. ve büyük bir ekonomik işbirliği faaliyet söz konusu oluyor. Ticaret karşılıklı yatırımlar ihracat ithalat kapıları çoğalması, karşılıklı gidiş gelişler ve bunun üzerinden de refah oluşuyor.
Refahın oluşması için zenginliğin oluşması için ekonomik işbirliği oluşması, onun oluşması içinde güvenlik ve istikrarın oluşması temin edilmesi gerekiyor. Bütün bunlarda konuşarak karşılıklı tartışarak yapılacak şeylerdir. Bunlar da bu ülkede ve komşuları ile çevreleri ile oluyor. Tabii ki bazı problemlerimiz de var. Ama bu problemleri yine konuşarak diyalog kurarak tartışarak bu sorunlarında üstesinden geleceğiz.
Unutmayalım ki biz bu ülkede büyük bir milletin parçalarıyız. Unutmayalım hepimiz bu ülkenin en şerefli vatandaşlarıyız. Hepimizin hakları eşittir. Problemleri var tabii ki ülkemizin. İstanbul'da da Kayseri'de de Diyarbakır'da da Mardin'de de problemler var. Ama bu problemleri hal etmek, çözmek, bunlar da bizim görevlerimiz. Bunlar için açık fikirli olmak bunlar için birbirimizi anlamak farklılıklarımız zenginlik olarak görmek, ve hepimizin bir milletin parçaları bir millet olma şuuru içinde olmayı fark etmemiz gerekiyor.
Hepimiz bu ülkenin ortak sahipleriyiz. Birbirimizi bir diğerinin yerine koyarak düşüneceğiz. O zaman sıkıntılarımızı şikayetlerimizi daha rahat anlayabiliriz. Diğer yandan ekonomik kalkınma kaçınılmaz bir olaydır. Türkiye çok şükür kü devamlı kalkınan devamlı büyüyen dünyanın birçok yerinde ülkeler ekonomik krizlerle kıvranırken Türkiye görüyorsunuz devamlı büyüyen bir ülkedir.
Herkes bu açıdan Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlar. Biz inşallah daha çok çalışarak bir birimizi daha çok motife ederek kurallarımızı daha düzenli hale getirerek bu gelişmeyi daha da hızlandıracağız."
Konuşmasında Mardin'in sahip olduğu tarihi ve kültürel birikime dikkat çeken Gül, "Mardin'in sahip olduğu tarih ve kültür zenginliğinin yanında Müslümanların Süryanilerin, diğer başka bir çok farklı farklı toprakların insanları barış ve huzur içinde uzun süre yaşamışlar ve bundan sonra da yaşayacaklardır.
Bu tarihi kimliğin kazanmasında şehre ayrı bir cazibe kazandırırken diğer taraftan ise ekonomik faaliyetler daha da hızlanacaktır. Sanayi tarım turizm kendiliğinden şehrin güzelleşmesi ile ilerleyecek. Ama diğer faaliyetlerde ticarette bu şehirde daha güçlü hale gelecektir. Çünkü burası büyük bir havzadır.
Mezopotamya havzasının büyük bir parçasıdır.Artık sadece bölgemizi ülkemizi değil büyük bir bölgeye hitap ediyorsunuz. Komşularımızla ilgili artık düşmancıl bir tavır içerisinde değil. Tam tersine herkesle dost ve herkesle iyi komşuluk ilişkilerine çok önem verdiğimiz için komşularımızda Türkiye'ye karşı aynı anlayışla aynı politikaları beselemeleri söz konusu oldu" dedi.
"ÇIKMAZ SOKAKLAR OLAN SINIR İLLERİ OTOBANA DÖNÜŞTÜ"
Sınır komşularla yapılan düzenlemeleri anlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sınır bölgelerimiz sınırla komşu olan illerimiz çok daha avantajlı hale geliyor. Eskiden sınır illerimiz birer çıkmaz soka gibi geliyordu çünkü komşularla güven yoktu. İlişkiler nerdeyse çok sınırlıydı. Kapılar kapalıydı Vizeler ancak çok acil şartlarda veriliyordu.
Bugün ise bu çıkmaz sokalar tam tersine birer cadde ve otobana çevrilmiş durumda.bakın komşularımıza vizeler kaldırılmış durumda yeni yeni kapılar açılıyor ve yeni kapılar en modern kapılar haline getirilecek. Ve buralarda bürokrasi en az düzeyde olacak. Komşu ülkelerin hepsi ile serbest ticaret antlaşmaları imzaladık.
Yani gümrükleri çok düşürmüş olduk. Bütün bunları işte eskiden sınır şehirlerimizin dezavantajı iken şimdi sınır şehirlerimizin avantajlı hale geldiğini göstermektedir."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yemekten sonra dinlenmek üzere Artuklu Kervansarayına geçti.
Kaynak: DHA
